27 Şubat 2009 Cuma

Türkiye’de Dağcılğın Tarihçesi

Türkiyede Dağcılığın Tarihçesi 1800’lerin Ortalarına Uzanır.1829’da Friedrich Parrot Ağrı Dağına İlk Tırmanışı Gerçekleştirmiş Daha Sonra Yurtdışından Gelen Başka Ekipler Sırasıyla (1846)Ksçkar (1894)Kaçkar Ve Altıparmak (1901) Aladğlar .Ludwıg Krenek-Ludwıg Sperlich 1931’de Cilo Ve Sat Dağlarına Tırmanışlar Yapmışlardır. Türkiye ‘De Dağcılık Sporunun Başlaması Bir Hayli Geç Olmuştur.

Fransa’da Tıp Öğrenimi Yapmakta Olan Ali Vehbi Türk Üstün’ Nün 1906 Yılında Alp Dağlarının En Yüksek Zirvesi Olan Mont Blanc ‘In Doruğuna Tırmanarak Beraberinde Götürdüğü Türk Bayrağını Dikmesi Türk Dağcılık Sporunun Başlangıcı Olarak Kabul Edilmiştir.1924 Yılında Albay Cemil Cahit Toydemir Subay Ve Erlerden Oluşan Ekibiyle Doğu Yönünden Erciyes Dağının Zirvesine Tırmandı.

Cemil Cahit Bey Ekibi Ekibindeki Subay Ve Erlerin İsimlerini Kağıda Yazarak Metal Bir Sigara Tablası İçerisine Koyup Zirveye Bırakmıştır.Aradan 4 Yıl Geçtikten Sonra 1928 Yılında Dr.Ritter Başkanlığındaki Alman Dağcı Ekibi Erciyes Dağının Doruğuna Çıktıklarında Bu Sigara Tablasını Bulmuşlar, Cemil Cahit Bey Ve Ekibinin İsimlerini Alarak Beraberlerinde Getirdikleri Metal Kılıflı Dağ Defterinin İlk Sayfalarına Kaydetmişler Ve İkinci Sayfasına Da Kendi Adlarını Yazmışlardır.Bu Metal Sigara Tablası Aynı Zamanda Yurdumuz Dağlarının İlk Dağ Defteri Olma Özelliğini Taşımıştı.1933 Yılında İlk Defa Türk Yürüyüşcülük, Dağcılık Ve Kış Sporları Kulubü Kuruldu.1939 Yılında Türkiye Dağcılık Ve Kış Sporları (Kayak) Federasyonu Kuruldu.1966 Yılında Kayak Ve Dağcılık Sporu Birbirlerinden Ayrılıp Türkiye Dağcılık Federasyonu Kurularak L.Osman Çıkıgil Başkan Oldu.1977 Yılında Türkiye Dağcılık Federasyonu Dünya Dağcılar Birliği U.I.A.A.’Ya Üye Oldu.

C.E. Dünya Dağcılar BirliğiDağın Tanımı: Etrafında Arazi Kesimine Oranla 400 M. Veya Daha Yüksekte Olan Kabartılara Dağ Denir.

Tepe: 400 M. Altındaki Yükseltilere Tepe Denir.Dağ Bloku: 400 M.’Den Fazla Kabartılar Varsa Bunlara Dağ Bloku Denir.

Boyun: Dağlar Ve Tepelerin Birbirine Yaklaştıkları Alçak Ksimlere Boyun Denir.

Sırt: İki Kuru Dere Arasındaki Araziye Denir.Gedik: Çok Yüksek Dağ Kesimlerindeki Koridorlara Denir.

Geçit: Gediklerin Daha Aşağılarda Olanlarına Denir. Gülek-Zigana Gibi.

Boğaz: Yolların Aktığı İstikametteki Daha Büyük Geçitlere Denir.

Yamaç: Dağların Herhangi Bir Yüzeyindeki Eğime Yamaç Denir.

Vadi: Dere Yataklarının Yüzeyi Derin Şekilde Yarmış Olduğu Şekillere Denir.

Kanyon: Bu Vadilerin Daha Dik Ve Kayalıklı Olanrına Denir. Kanyonlar Genelde Su Dolu Olur. Vadilerde İse Su Yoktur.

Yayla: Rakımı 2000 M.’Den Daha Yüksek Olan Düz Yerlere Denir.

Plato: Etrafı Vadi Ve Kanyonlarla Oyulursa Plato Denir.Ova: Rakımı 2000 M.’Ye Kadar Geniş Düzlüklere Denir.

Su Bölümü Hattı: Herhangi Bir Yamaçta, Boyun Noktasında Ve Zirvede Yağışı Sağlı Ve Sollu Olarak İkiye Bölen Hatta Denir.

Çatak: Ani Yağmur Ve Kar Sularının Yamaçlarda Oluşturduğu Yataklara Denir.Akarsular Üç Gurupta Toplanır: Dereler, Çaylar, Irmaklar, Nehirler, Dere: Bir Yatak Ve Bir Kaynaktan Oluşan Küçük Akarsulardır.

Çay: Birkaç Derenin Oluşturğu Akarsulardır.

Irmak: Birkaç Çayın Oluşturğu Akarsulardır.

Nehir: Birkaç Irmak, Çay, Derenin Oluşturğu Akarsulardır.

Talvek: Dere, Nehir, Ve Irmakların (Akarsu Yatağının) Akış Güzergahındaki En Derin Noktalarda Oluşan Çizgiye Denir.

Kokardan: Arazideki Doğal Bir Şekilde Oluşmuş Çukurlara Denir.

Düden: Kokardanın Dibinden Su Girişi Varsa Buna Düden Denir. Dikey Mağraların Hepisi Düdenlerle Başlar.

Set: Arazilerdeki Dik Kayalara Denir. Bu Setler Platolarda Olursa Pozitif, Dağ Yamaçlarında Olursa Negatif Denir.

Geçit: Yüksek Dağlarda Geçişe İzin Veren Kiritik Pasajlardır. Geçitlerin Boyları 100 M.’Den Azdır. Fazla Olursa Koridor Olur

Dağcılığın Tanımı Ve Tarihçesi

Dağcılığın Tanımı
Dağcılık;Yürüyüşçülük,Kampçılık, Tırmanışçılık Öğelerini İçerisinde Bulunduran Karda,Kayada,Buzda Yapılan Ulaştırma Kökenli bir spordur. Çağdaş Dağcı, Dağda Yaptığı Tırmanış Süresince Kayanın, Karın, Buzun Kendisini Engelleyen Güçlüklerini,Tırmanılan Yerin Dikliğini Boşluğun Çekiciliğini Severek Aşan Ve Sonuçta Alçak Gönüllü Kalmasını Bilen Kişidir.Gerçek Dağcılar, Dağda Bir Geçidi Aşan Yolcuyu, Bilimsel Araştırmacıyı Dağ Görüntülerinden Hoşlanan Gezgini Ve Sanatcıyı Sorunları, Tırmanış Gerekçesi Olmadığı Sebebiyle Dağcı Saymazlar. Dağ Sever’i Gerçek Dağcıdan Ayrı Tutarlar.Her Dağ Sever Dağcı Değildir, Ama Her Dağcı Dağ Severdir

Dünya Dağcılığının Kısa Tarihçesi
Dünyada Dağcılığın Doğuşu:Alpinizm
Dağcılık İlk Kez Alplerde Çıktığı İçin Alplerde Doğan Bu Yaşam Dünyanın Her Yerinde “Alpinizm”Adıyla Yayılmıştır.Çağdaş Anlamda Dağcılık İsviçreli 20 Yaşındaki Çevre BilimciHorace Benedict 1760’ta Chamonix’ye Yaptığı Gezide, Mont Blanc’ı (4.807 M.)Görerek Bu Doruğa Tırmanma,Ya Da Tırmanılmasını Sağlamak Amacıyla Tırmanış Ödülü Koymasıyla Başlamıştır.26 Yıl Sonra 8 Ağustos 1786’da Doktor Mıchel-Gabriel Paccart Ve Kristal Arayıcısı Jacques Balmat Zirveye Ulaştılar. Bu Tarih( 8 Ağustos 1786 ) Dünyada Alpinizm’in Başlangıcı Olarak Kabul Edilmektedir.
Gelişimi:
18.Ve 19. Yüzyılda Avrupanın Bütün Dorukları Tırmanılmış Avrupalı Dağcılar Himalaya, And, Kafkas Ve Kuzey Amerika Dağlarına yönelmişlerdir.1950’de Fransızlar Annapurna (Himayala R-8091m.)’E 1954’de İtalyanlar K2 (Himalayala R-8611 M.)Tırmandılar.29 Mayıs 1953’te Yeni Zellanda’lı Edmund Hillary Ve Şerpa Tenzing Norgay 8848m. Yüksekliğindeki Dünyanın En Yüksek Tepesi Evereste Tırmanmışlardır.İlk Dağcılık Örgütü 1857’de İngiltere’de Kuruldu. İlk Dağcılık Kulubü 1862’de Kurulan Avusturya Alpinizim Kululubüdür. 1863’teİsviçre Ve İtalyan Alpin Kulubü 1869’da Alman Alpin Kulubü 1878Fransa 1902 Amerikan 1905 Japon Alpin Kulupleri Kuruldu. 3 Eylül 1932De Chamonix’de Yapılan Toplantıda 18 Ülkenin Katılımıyla Dünya Dağcılar Birliği Ulaa Kuruldu.

Kar ve Buzda Yürüyüş

Yamacın eğilimine karın durumuna göre kramponlu yada kramponsuz gidilir.Yumuşak Karda:Kramponsuz olarak yürünür.Derin ve yumuşak karda;önce ayaklar gövdenin bütün ağırlığı bindirilmeden düz olarak batırılır,sonra yere dikkatlice basılarak kar sıkıştırılır ve basamak sağlamlaştırılır. Kazma iyice saplanarak baston gibi kullanılır.Az ve orta derece eğilimli yerlerde düzenli adımlarla yükselinir. İnişte ise kazma yine baston gibi tutulur. Mümkün olduğu kadar büyük adım atılarak sanki kayar gibi inilir.
Sert karda: Yürüyüş için uygun bir örtü biçimini alan sert karda dikine çıkılırsa ayak burunları kara toslanır. Yan çıkılıyorsa taban kenarlarıyla kara basılır.

Duvar Tırmanışı

DUVAR TIRMANIŞININ ANA PENSİPLERİ
a-Tırmanırken 3 noktaya dayalı biçimde yükselmelidir. Daima 2 kol 1 ayak ya da 2 ayak 1 el sağlam olarak tutamak ve basamaklarda bulunacak biçimde tırmanılmalıdır. Tırmanırken gövdenin birden fazla organı asla hareket ettirilmemelidir. Örneğin elin biri yeni bir tutamak aramak için yukarı doğru kaldırılırken, diğer el sağlam bir tutamakta olmalı ve iki ayak da yine sağlam biçimde basamaklara dayanmış bulunmalıdır. Bunun yanında bir ayak yukarı kalkarken iki el sağlam olarak tutamaklarda bulunmalı, diğer ayakta eski yerinde sağlamlığını korumalı ve ancak öbür ayak yeni bir basamağa ulaştıktan sonra bu ayak da yukarı çekilmelidir .Bu kurala uyulmazsa dağcı düşebilir.
b-Gövde daima kayadan uzak kalmalı, kayaya yapışmaktan sakınılmalıdır. Tutamakları ararken kollar çok yana açılmamalı ve çok yukarı kaldırılmamalıdır. Aksi yapılırsa gövde çok gerilir ve kayaya yapışır. Böylece gövde için ideal tırmanış şekli kaybolur.
c- Yukarıdaki tutamakları yakalamak için hiçbir zaman sıçramamalıdır. Yoksa denge bozulur.
d- Sağlamlığı kontrol edilmeden önce hiçbir tutamak ve basamak kullanılmamalıdır. Tutamakları kontrol etmek için el ayası ile tutamağa birkaç vurulur ya da tutularak hafifçe çekilir .Basamaklar ise ayakla dürtülerek kontrol edilir.
e-Bacaklar çok yukarı kaldırılmamalıdır. Çünkü çok aşağıda kalan diğer bacak yukarı çekilirken vücut sarsılır ve tırmanış stili bozulur. Ayrıca tırmanırken dizleri kullanmaktan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
f- Ayaklar basamaklara tabanın iç ya da dış bölümleriyle değil sadece ayak uçları ile basılmalıdır. Eğer ayaklar basamaklara tamamen koyulursa gövde kayaya yapışır ve dağcı tehlikeli bir duruma düşer.
g- Bir tutamağı iki elle birlikte yakalamamalıdır. Bunu yaparsak ve şayet tutamakta koparsa düşmekten kurtulamayız. Tutamaklar parmaklar bitişik kayaya sıkıca dayanmış ve yukarıdan aşağı doğru çekiş yapabilecek biçimde yakalanır. Hiçbir tutamak bulunmazsa el ayası sımsıkı kayaya dayanır ve kollar gerilerek aşağı doğru baskı yapılır. Ufak düzensiz tutamakların bulunduğu kalkerli kayalarda parmaklar tutamağın biçimine uyar. Granitten kayalarda parmak uçları yarıklar içine sokulur. Büyük düzgün tutamaklarda bütün parmaklar tam olarak kayaya yapıştırılır. Böylece daha güvenilir ve az yorucu bir çekiş elde edilir. Tutamaklar çok ufaksa parmak uçları çengel gibi kıvrılarak tutamaklar yakalanabilir. Hatta bazen tırnak uçlarıyla bile denge sağlanabilir. Kaya tırmanışı tekniğinin temellerini öğrenebilmek için yüksek dağlara gitmek gerekmez. Şehir yakınlarındaki kayalıklarda, taş ocaklarında vs. değişik tırmanış biçimlerinin uygulanabileceği 15-20 m yüksekliğinde kaya duvarlar bulunabilir.Duvar tırmanışına başlarken; önce ellerle iki ayrı tutamak yakalanır. Tutamaklar pek yukarıda olmamalı, yüz hizasında en fazla baştan birkaç santimetre yukarıda aranmalıdır. Bundan sora yerden biraz yüksekte basamak aranır ve ayaklar dayanır. Basamaklara daima ayak uçları ile basılmalıdır ve bütün ağırlık bacaklarda olmalıdır. Eller sadece dengeyi korumaya yarar. Vücut dengede iken örneğin sağ ayak yükseltilir,ellerle denge sağlanırken gövdenin ağırlığı iki ayağa birden aktarılır. Sonra eller yine aynı tutamaklarda kalarak , bu kez sol ayak kaldırılıp sağ ayaktan daha yükseğe konur. Ayaklar ne kadar çok ellere yaklaştırılırsa , o kadar çok yüksekteki tutamakları yakalamak olanağı vardır.

Dağcılıkta Kullanılan Araç ve Gereçler

Ayakkabı: Dağcının en önemli eşyasıdır .Dağcının her şeyden önce çok iyi ve sağlam bir çift ayakkabısı olmalıdır Dağ ayakkabıları sağlam, su geçirmeyen ,deriden ve olabildiğince az dikişli olmalıdır.
Tozluk: Normal turlarda ayakkabının içine toprak ,ufak taş parçaları ve kar girmemesi için bileğin biraz üstüne kadar tozluk kullanılır. Çok karda kısa tozluklar uygun değildir. Bu nedenle dize kadar olan tozluklar kullanılır.
Pantolon: Dağ pantolonu sağlam bir kumaştan yapılmış olmalıdır.
Gömlek Kazak ve İç Çamaşırları: Kazak ve gömlekler iyi ısıtıcı türden ve yeteri kadar uzun olmalıdır. İç çamaşırında teri az tutucu yani yün olmalıdır.
Anorak (rüzgar ceketi): Su geçirmeyen poplin ya da sentetik kumaştan yapılır. Çift katlı, başlıklı,birkaç cepli ve yeteri kadar uzun olmalıdır. Son zamanlarda aşırı soğuğa karşı çok iyi koruyucu dağ ceketleri satışa çıkarılmıştır.
Geceleme Torbası: İki ya da üç kişinin içine sığabileceği büyüklükte,su ve rüzgar geçirme-Yen,sentetik kumaşlardan yapılmış,üç tarafı dikili ve ağzı açık bir torba biçimindedir. Ağzı büzülebilir ve ayrıca birde kapağı vardır. Ağırlığı 500gr.dır.Bu torbayla karların üzerinde yatabilir ve yağmur,kar fırtınası içinde geceyi geçirebilirler.
Uyku Tulumu:İçerisi kuştüyü ya da sentetik yünle doldurulmuş çift katlı torbalardır. Boydan boya uzanan bir fermuarı vardır. Uyku tulumlarının en çok ısıtanı kuş tüyünden yapılmış olanlarıdır.
Hamak: Son zamanlarda kaya tırmanışları yapan dağcılar, gecelemek için duvara ***ke çakarak ve bunu hamağa bağla***** yatar.Eldiven: ‘ler yünden,polar ve grotexten yapılır. Çok önemli bir eşyadır. Mutlaka yedeği bulunmalıdır. Aşırı soğuklarda üst üste iki eldiven giyilmelidir.
Alın Lambası: Başa takılan, döndürülüp ayarlanabilir, ayrı bir lambası vardır.
Çorap: Çoraplar yünden örülü ve dizi geçecek uzunlukta olmalıdır. Yün çorapların büyük bir çoğunluğu ayakları vurur, yaralar ve yürüyüşe engel olabilirler. Bu nedenle kalın yün çorapların altına ince naylondan yapılmış kısa bir çorap giymek çok yararlıdır.
Başlık: Dağcılar için en büyük tehlikelerden biri de yukarıdan düşen kaya parçalarıdır. Başı ve kulakları korumak için yapılmış dağ başlıkları vardır. Bunlar çoğu kez hayat kurtara bilecek şekilde etkili olurlar.
Gözlük: Yüksek dağlarda ultraviolet ışınları çok fazladır, ayrıca buz ve karda şiddetli yansıma nedeni ile bu ışınların etkisi artar .Gözlük bu ışınlara karşı korur.
Sırt Çantası: Eski tip sırt çantaları artık kullanılmaz olmuştur. Yeni tip sırt çantalarında ise ağırlık merkezi olabildiğince yukarıdadır.
Tırmanma Çantası: Sırt çantalarından çok daha küçük ve hafiftirler. Tırmanırken bir yere takılmasın diye dış cepleri yoktur. İçinde bütün eşyalar bulunan sırt çantası kamp yerinde bırakılır. Onun yerine içinde en gerekli eşyalar bulunan bir tırmanma çantası alınmalıdır.
Dağ İpleri:Sentetik liflerden yapılan ipler kopmaya karşı çok dayanıklıdırlar,uzayabilme olanakları büyüktür,ıslağın ve soğuğun bu ipler üzerinde hiçbir etkisi yoktur ve ağırlıkları azdır.
Normal Dağ İpleri:40m.dir ama ipin uzunluğu çıkışın zorluğuna göre değişir. Son derece zor çıkışlar için 80-100m arası ipler gerekir.
Buz Kazması:Önemli gereçlerden birisidir. Buzlu yamaçlara tırmanırken,buzul üzerinde yürürken basamak açmak ve güvenlik için kullanılır.
Karabinalar:Mandalına basınca açılan bırakınca kendiliğinden kapanan halkalardır Karabinaların çekiş gücü üzerinde yazar.3400kg.lık bir çekişe bile dayanan karabinalar vardır.İpli inişlerde ve çeşitli kurtarma çalışmalarında kullanmak için vidalı karabinalar vardır. Bunlarda vida sıkıştırılınca artık vidanın açılma tehlikesi kalmaz. Çıkışın güçlüğüne göre alınacak karabina sayısı değişir .Örneğin çok zor bir çıkışta otuz kadar karabinayı taşımak gerekir.
Krampon:8-10-12 dişli olmak üzere değişik biçimde buz kramponları vardır. Buz kramponlarının ökçe ve tabanları ayrıdır .Bunlar isteğe göre ayarlanabilirler. Buz kramponlarının kenarlarında bulunan halkalardan geçirilen fitil biçimindeki perlon ya da kayış bağlarla ayakkabıya bağlanır. Kramponların uçları sivri ve keskin olmalıdır. Ayrıca pusula,harita,saat ,termos, alimünyum kaplar,tuz,su vs....dağcının gereçleri arasındadır.

Dağcılıkta Temel Kurallar

Dağlarda hava birdenbire bozabilir,yağmur,kar yağmaya başlayabilir,sis ve karanlık basabilir,soğuk ve fırtına dağcıyı bitkin duruma sokar.
Hava ne kadar güzel olursa olsun,kar,buz ve kayaların durumu ne kadar elverişli olursa olsun dağcı yola çıkarken en kötü hava koşullarını düşünerek gereken giysileri,gereçleri yanına almalı ve fiziki yönden hazır olmalıdır.
Örneğin dağcı çok güzel bir havada çıkışa başlar fakat yarı yolda hava bozabilir,kar yağmaya başlar,görüş uzaklığı çok azalır,soğuk ve fırtına dağcıyı dondurur.En küçük bir iğne deliği bile dağcının zor durumlar yaşamasına neden olabilir.
Bunlardan dolayı en küçük ayrıntı bile gözden kaçmamalıdır.
Dağcının giysileri hafif ve sıcak tutucu türden olmalıdır. Dağcılar için en iyi giysiler yün olanlarıdır. Yün son derece az su tutar,pamuk ise ıslanırsa dağcıyı üşütür. Yüksek dağlarda tırmanış ve solunum nedeni ile hayli su kaybedilir. Yüksek dağların havası kuru ve hava basıncı düşüktür.
Hava basıncının düşüklüğü solunum sayısını arttırır.Örneğin 7-8 saatlik bir tırmanışta 2-5 litre arası su,5-15miligram arasında tuz kaybedilir. Bu yüzden su ve tuzun yenilenmesi özellikle gözetilmelidir.Yurdumuzun dağlarında özellikle sıcak yaz günlerinde güneş ışığı çok şiddetli ve yakıcıdır.
Hava ne kadar sıcak olursa olsun soyunmak doğru değildir. Hem gereksiz ısı kaybedilir,hem güneş yanığı olur.Dağcılar eşyalarına da dikkat etmelidirler. Molalarda çantalarını sağlam yere koymalı, tırmanırken de çantasının ağzını sıkı kapatmalıdır. Yoksa içindeki eşyalar dökülür.